31 Mart 2016 Perşembe

Türkiye'deki .tarihi camiiler


SELİMİYE CAMİ; Edirne’yi çok seven Sultan II. Selim Han, Mimar Sinan’ı çağırarak, bu şehirde, yeryüzünde benzeri olmayacak büyük bir cami yapmasını istedi. Caminin inşaatı 1568’den 1574 yılına kadar sürdü. En büyük özelliği, tek ve muhteşem bir kubbeyle örtülmüş olmasıydı. 31.28 metre çapında olan Selimiye kubbesi sekizer köşeli sekiz filayağına dayanan kasnak üzerine oturtulmuştur. Kaideden başlayarak 15.86 metre yüksekliğindedir. Her biri üç şerefeli olan 4 minaresi vardır.Caminin içi İznik çinileriyle süslenmiştir. Özellikle Hünkar Mahfili süslemeleri birer sanat harikasıdır. Herbiri, yüce Allah’ımızın 99 güzel ismine işaret eden 99 penceresi, camiye ayrı bir güzellik vermektedir.
Caminin önünde revaklarla çevrili, çekici bir avlu ile ortasında mermerden, itina ile işlenmiş çok güzel bir şadırvan mevcuttur.
Selimiye Camii, etrafındaki sıbyan okulu, kütüphane, dar’ül-hadis, medrese ve imaretiyle bir külliye meydana getirir.
SULTANAHMET CAMİ; Sultanahmed Camii, Türk-îslâm mimarisinin şaheserlerindendir. Bu muhteşem mabed Padişah I. Ahmed‘in emriyle Mimar Mehmed Ağa’ya yaptırılmıştır. Çok üstün yetenekleri olan Mehmet Ağa, bu büyük Osmanlı padişahının arzu ettiği mükemellikteki camiyi tam 7 sene çalışarak tamamlamıştır. Yedi sene yüzlerce, binlerce işçinin, ustanın el emeği, göz nuru, alın teri ile ortaya çıkarılan Sultanahmed Camii dünyanın gözbebeği İstanbul’a bir taç gibi oturtuldu. Padişah Sultanahmed Cami’nin temelini kendi eliyle attı. Yapımı için bilhassa Cuma günleri gelerek zevk ve heyecanla çalıştı. Cami ile bizzat ilgilendi. Tam karşıda yer alan Ayasofya’ya karşılık, daha mükemmel bir mabed istiyordu. Cami bittiğinde bütün dünya Osmanlı mimarisinin üstünlüğünü kabul etti. Çünkü altı minareli Sultanahmet Camii’nin kubbesi Ayasofya’nın kubbesinden hem daha geniş, hem daha yüksekti. Camiyi süslüyordu 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder